''Estetik gülüş isteyenlerin sayısı arttı''
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sayınsu, artık herkesin cebinde bir kamera taşıdığını ve bu nedenle gülüş dizaynı için diş hekimlerine başvuranların arttığını açıkladı ve şunları söyledi:
"Eskiden sadece ünlüler kamera karşısındaydı, dolayısıyla sadece ünlüler gülüşleriyle alakalı isteklerde bulunuyorlardı. Bugün ise hepimizin cebinde birer kamera var. İstediğimiz her yerde istediğimiz zaman kendi fotoğrafımızı ya da 'selfie'mizi çekebiliyoruz. Artık başka birine de ihtiyaç yok fotoğraf çektirmek için. Dolayısıyla bir günde onlarca fotoğraf çekilip, sosyal medyada herkesin gözü önüne serilebiliyor. Böylelikle, insanlar hem kendi gülüşlerini hem de başkalarının gülüşlerini değerlendiriyor ve daha iyisine sahip olmak istiyorlar. Bu nedenden dolayı da biz diş hekimlerine gülüş estetiği ya da gülüş dizaynı için başvuru arttı. Araştırmalar gösteriyor ki erkeklerden selfie çekenlerin oranı daha fazla ama gülümseyerek selfie çekenlerde kadınlar yüzdesel anlamda daha büyük bir yüzde oluşturuyor. Kadın-erkek çok büyük bir fark yok ama toplumda genel olarak estetik gülüşte talep söz konusu."
''Gülüş kişinin imzası gibidir''
Güzel görünen her objenin altın orana sahip olduğunu belirten Prof.Dr. Sayınsu sözlerine şöyle devam etti:
"Gülüş, kısaca bir kişinin sahip olduğu en güzel şeylerden biri. Yüz estetiğinin büyük bir bölümünü gülüş estetiği oluşturuyor. Güzel gülüşe sahip bireyler özgüveni yüksek bireylerdir. Bu kişiler aynı zamanda sosyal ve iş hayatlarında da hem daha başarılılar hem de daha mutlular. İletişim olarak bakarsanız, iletişimin en hızlı, en kolay, en ucuz ve sözsüz yoludur gülüş. İyi iletişime sahip bir birey bu anlamda da başarılı olur. Kişinin gülüş estetiği o kişiye özgü dizayn edilmelidir. Bu bir nevi o kişinin imzası gibidir. Bunun için gözümüze estetik olarak güzel görünen her objede var olan 'altın oran'ı dikkate almak gerekir. Ayrıca sadece altın oran değil, kişinin yüzünün oranları da bu estetik dizaynı yaparken mutlaka göz önüne alınmalıdır."
''Plastik cerrah da dahil olabiliyor''
Gülüş estetiği tasarımının bir ekip işi olduğunu ve bu ekipte sadece diş hekimi ya da ortodonti uzmanının yer almadığını söyleyen Prof. Dr. Korkmaz Sayınsu yapılan işlemleri anlattı:
"Bu ekibin içinde biz ortodonti uzmanları olduğu gibi diş eti uzmanı, restoratif uzman veya bir protez uzmanı gibi uzmanlar da bulunur. Biz dişin konumunu belirleriz yüz ya da çene üzerinde. Estetik diş hekimi ya da restoratif uzman dişin şekliyle ya da rengiyle ilgilenir. Diş eti uzmanı güldüğünüz zaman görünen diş etlerinin oranlarına veya boyutlarına bakar ona göre işlem yapabilir. Hatta, gülüş estetiğinde sadece dişler veya dişleri saran dokular değil aynı zamanda dudaklar ve yüzün diğer bölümleri de önemlidir. Çünkü, gülüş estetiğinde bu bölgeler de tamamlayıcı faktörlerdir. Kişinin belki dudak yapısı güzel bir gülüş elde etmeye uygun değildir. O yüzden bir plastik cerrahın da bu konuda katkısı istenebilir. Bu dizaynı yaparken ekibin öncelikle hastayı beraber görmesi ve ona göre problem listesi oluşturması ve hastanın şikayeti de göz önünde bulundurularak yapılacak işlemlerin sırası belirlenmelidir. Ortodonti mi önce yapılacak yoksa dişin şekli mi önce düzeltilecek gibi. O sıraya göre tedavi tamamlanmalıdır."
''Çocuk 7 yaşından itibaren ortodonti uzmanıyla tanışmalı''
Gülüş estetiğinin çocukluktan başladığını da belirten Prof. Dr. Sayınsu, "Dişlerin güzel olması, yerinde olması, çenelerin yerinde konumlanması bu dizaynın önemli bir bölümü. O yüzden, dişler sürdükten hemen sonra çocuk diş hekimiyle tanışmalı. Daha sonra, 7 yaşından itibaren bir ortodonti uzmanıyla tanışmalı. Bu şekilde, 7 yaşında bazı çene bozukluklarını ya da dişsel bozuklukları problem büyümeden halledebiliriz" dedi. |